<$BBenim bir hikayem yok. Sen bu mahalleye gelinceye kadar... Ali'nin hayatı bu bölümde de akıp gidiyor. Seninle balığa çıkmayı nasıl sabırsızlıkla beklediğimi tahmin edemezsin... Size sorsam şimdi : Müzik olsaydınız ne olurdunuz? diye. Çok garip bir soru, kabul ediyorum. Herhalde ben Sanat Müziği'nden bir eser olurdum. Ama hangi eser, bunu düşünmem lazım. Siz de düşünedurun, Duru bakın insanları nasıl iliştiriyor müziklere... Aylardan bir soğuk aralık. Güzel bir İstanbul gecesi, her yer ışıl ışıl, şehir ışıklarını görseniz. Ufacık ufacık ne güzeller bir arada durunca... Bir Rum Meyhanesi'nde şarkılar söyleniyor, danslar ediliyor, sohbet desen dibine kadar, her şeyin! İçilen rakının hesabı tutulmuyor, masada kaç çeşit meze var inanın saymadım. Yemekler sonra, meyveler mesela... 3 tarafı deniz görüyor oturduğumuz yerin. Boğaz, Haliç, Karaköy, Eminönü... Hepsi ayağımızın altında. Işıklar vuruyor denize gemilerden, evlerden, arabalardan, dükkanlardan, okullardan, meyhanelerden, köprülerden. Ve bir anda gözümü alıveriyor ufacık, minicik, karanlıkta bile zor fark edilecek kadar bir şehir ışığı. Yakınlaşmaya başlıyor gözlerim. Göremiyorum nereye ait, evin birinden süzülüp çıkmış işte, denizi aşıp gözlerime gelivermiş. Neden sonra, düşünmeye başlıyorum. Biz orada bütün o ışıklara bakarken, bir bütünün güzelliğine karşı içki içip şarkılar söylerken, her bir ışığın altında ayrı bir hikaye yaşanıyor. Onlar bizim farkımızda değil muhtemelen; çünkü biz de onlar için bir tek ışıktan ibaretiz, nereden geldiği bilinmeyen. Biz de onlar için bir ışıklar yapbozunun küçücük parçasıyız. Eksik olsak fark edilir miyiz? Tek başımıza asla! Işıklar geçiyor gözlerimin önünden, evler, sokak lambaları belki yüzüme vuran denizin ardından. O ışıkların birinin altında belki kız istenmekte tam o an, birilerinin hayatı değişmekte yani. Bir adam intihar ediyor belki, düşünsenize kendinizi onun yerine koymayı bir. Sokak lambalarında çocuklar koşturuyor. Çocuklar ölüyor sokaklarda ah! Pırıl pırıl, küçücük, tertemiz çocuklar ölüyor gece yarısı. Bir adam karısını dövüyor, bir kadın kocasını bıçaklıyor. Bir gelinin kına gecesi yapılmakta ve söylenen türküyle ağlamakta annesi. Bir bebek doğuyor biliyorum o ışıklardan birinin altında. Sevgililer sevişiyor, kırmızı bir ışık var çünkü, anlıyorum; sevgililer öpüşüyor yada, kan revan içinde... Ve bütün bunlar olurken ben önce rakımı koyuyorum bardağıma, sonra suyumu ve iki de buz atıyorum; şarkı söylemeyi kesip bir yudum alıyorum ağzıma. Sonra... Sonra o kadın dayak yiyor, o güzelim çocuklar ölüyor, bebek doğuyor. Ben, şehrin ışıklarına bakıyorum, yüzlerce binlerce, milyonlarca... Onlar benden habersiz, ben onlardan. Hepimiz, kocaman varlıklarımızı kaybedip şehrin o doymaz karanlığına inat, bir bütünün küçücük parçaları olarak yaşayıp gidiyoruz... Şimdi, bunu okuduysanız pencrenizden şehir ışıklarına bakar mısınız? Ne görüyorsunuz? 8. Bölüm Özeti : ont> |
<$Byine müthis yazmissin...
bende camdan bakarken hep bunlar gelirdi aklima...acaba neler oluyo o uzaklardaki kücück I$Iklarin altinda ..suanda gündüz.gecede tahmin etmek zor degil burdakileri..ama istanbulda olsaydim ..inan cok zor olurdu :) binbir türlü hayal kurardim sanirim..gözümde canlandirirdim ...
off ki off..
bu arad türk sanat müzigi olurdum bende...
hengi sarkimi ...
himm bi düsüniyim...
bi sarki var aklimda ...ama adini unuttum :( sonra yine gelicem nasil olsa :) o zaman yazsam olur dimi :))
aa buldum :D simdiii uzaklardasinnn....gönülll hicranla doldu....hic ayrilamam derkennn...kavusmak hayalll olduuuuuuu :))
ben bu sarki olurdum :)>
<$Bama baska sarkilarda siralicam :D baska müzik türlerinde :))) olar di mi :)>
<$Bgel mehtabım, gel sevdiğim...
gel yine....
hasret kaldım, gözlerinin rengine...
olur dimi:) ben çok seviyorum bunu...
bi de ben olsam olsam türkü olurum ya... anadolunun bağrından, yanık bi türkü..
gesi bağlarında dolanıyorum,
yitirdim yarimi, anam aranıyorum...
bir tek selamına güveniyorum,
atma anam atma beni dağlar ardına... of ki ne of
baya uzun yorum oldu farkındayım..ama bu posta yazacak çok şey var... şehir ışıklarında yaşanan bin bir hayat..birileri gülerken, birileri ağlıyor hayat böle garip işte..>
<$BOptio,
Olar olar :)
Sunshine,
Sanat Müziğini seven ne çok kişi varmış yahu. Sevindim :)>
<$BBen baktım penceremden dışarı; görünen sonsuz bir karanlığın içinde parlayan ışığın,umudun yansımaları...Işık söndüğünde umut da tükenecek,biliyorum...>
<$BYusuf, Olcay'a sen romanın sürprizisin der, Olacyda tebessüm ederek "Hayır sen benim hayatımın sürprizisin" şeklinde yanıt verir.
Oysa bilmezler ki, onlar bizim hayatımızda yer eden bir sürprizler.
Ne dedi Yusuf, Olcay'a en çok bu sende kalacak oku.
"Aşkın kar zarar defteri yok, alacağın varsa yüreğine yazacaksın.>
<$Bmutlu yıllar...
mutlu mutlu yıllar...
mutlu mutlu mutlu yıllar...>
<$BYorum Gönder
Designed by FinalSense.com Copyright © 2006-2007 <$BYEDİTEPE İSTANBULfont>