Yönetmen : Türkan Derya

Senaryo : Ali Ulvi Hünkar

Müzikler : Derya Köroğlu

Yıl : 2001

Yapım : TRT

Bölüm Sayısı : 47



Olcay : Zuhal Olcay

Yusuf : Emre Kınay

Havva : Meral Okay

Ömer : Ruhi Sarı

Duru : Özgü Namal

Ferhan : Oktay Kaynarca

Ali : Uğur Polat

Önem : Günay Karacaoğlu

Tevfik : Ümit Çırak

Nilgün : Yeşim Ceren Bozoğlu

Sabri : Hikmet Karagöz

Doğan : Deniz Oral

Serhat : Emrah Elçiboğa

Lale : Itır Esen

Pembe : Yasemin Çonka

Rüstem : Ahmet Saraçoğlu

Yalçın : Nejat Birecik

Engin : İlhan Şeşen

Tülin : Pıtırcık Akerman

<$
Ad:
Konum: Istanbul, Türkiye

Daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. Ama kenarındayım, o kesin! Hem de en kenarında. Bizim mahalle gibi şehrin dibinde...







<$5.Bölümspan>
<$4.Bölümspan>
<$3.Bölümspan>
<$1. ve 2. Bölüm Özetispan>
<$2.Bölümspan>
<$1.Bölümspan>
<$Başlıyoruzspan>



Sevda Sözleri
Tılsım
Uzay
Mine
Eysean
Eroy
Oky
Optio
Tuğçe
Ashkar
Umar
Emir
Gizem
İvriz
Sunshine
Kayhan



<$B25 Kasım 2007 Pazar2> <$B6.Bölümpan>
<$B
Geldik en can alıcı bölümlerden birine. Bundan önce izlememiş olanlar lütfen burdan başlasınlar bu masalı benimle takip etmeye.
Üstelik artık Youtube ile küstük. Bu yüzden videoları çok daha hızlı, herkesin takılmadan izleyebileceğini tahmin ettiğim bir yere yüklüyorum.

Havva Ana'dan hayat...


Hani daha önce de sormuştum ya: Sizce aşk nedir? diye. Aşk budur işte. Ömer göstersin size aşkı, buyrun:



Kaç kişi kaldık azizim, sevgilisine aşk mektubu yazmayı hüner sayan? Kaç kişi kaldık mürekkebi damlayan bir kalemle tek telaşı güzel cümleler kurmak olan? Gece pencerenin kenarında bir kağıdı Türkçe ile süslemeyi marifet bilen, kaç kişiyiz?
Aşk mektupları cüretkârdır en başta. Çünkü o en güzel cümlelerin en dokunaklı yerinde sevdiğinin hayal kırığı bakışlarıyla karşılaşma olasılığın yoktur mesela. Yada büyük bir cümlenin, içinden defalarca prova ettiğin yerinde sözünün kesilme olasılığı da yoktur. Sen nasıl hayal ediyorsan sevdiğini o mektubu okurken, öyle söylersin içindekileri. Aşık da sensindir yazarken, maşuk da sen… Bu yüzden cüretkârdır her şeyden önce aşk mektupları. Sakınmaz en patavatsız cümlelerini.
Aşk mektupları bir o kadar da acizdir aslında. Defalarca yırtıp atılır kağıtlar, hiç olmadı üstü çizilir “bunu temize çekerim” niyetiyle. Çünkü yazan bilir ki ne yaparsa yapsın, ne kadar tasavvur ederse etsin, yetmeyecektir cümleleri içindekini anlatmaya. İnsan kalbini de söküp koyamaz ya kağıdın üstüne… Koca evrende o küçücük aşkına yaklaşmaya çalıştırır cümlelerini, bir Tanrı misafiri çekingenliğiyle ve dünyanın en gururlu acziyetiyle.
Aşk mektupları yıkıcıdır. Çoğu zaman bir son hamledir çünkü ve bu yüzden umursamaz ardını, ötesini, berisini… Kaybedecek bir şeyin kalmadığı anlardır onlar, bilir misiniz siz? O güne kadar susulmuş şeyleri bütün duvarların üstüne salıp deviriverir. Artık yeni sınırlar çizer aşk mektupları, yeni çizgiler çizer, kendi dünyasında.
Aşk mektupları melankoliktir. Hani canlanıp beden bulsa sen ben gibi; elinde rakısı (yok yok şarabı galiba), deniz kenarında ateşini yakmış, taşa oturmuş, mehtabı izleyen bir adam oluverecek öyle. Derdi yok, tasası yok… Sanki bütün o büyük sözleri eden o değilmiş gibi. Tek derdi biraz şarap, biraz deniz, biraz zaman ve çokça aşk…
Aşk mektupları “bir adım daha atsak sanki her şey düzelecek”tir.
Aşk mektupları sabır işidir.
Aşk mektupları bir mücadeledir, en başta kendinle.
Aşk mektupları eskidir, kirlenmemiş olandır eskilerden.
Aşk mektupları bir güvercinin ayağına iliştirilmiş şiirlerin şairleriyle dost kılar seni.
Aşk mektupları sarı kokar.
Aşk mektupları el yazısıdır, elin yazısıdır.
Ve en nihayetinde aşk mektupları kalbinin ipotek senedidir, sevgiliye…


6. Bölüm özeti:


Bakın bakalım Yeditepe İstanbul'dan geçen bu ünlüyü tanıyacak mısınız? Tabi bu ilk rolü, yeni yeni tutunmaya çalışıyor oyunculukta. O zamanlar kimsenin dikkatini bile çekmiyor...


Şu şehre bir bakın
Belki fikriniz değişir...


ont>
<$B10mments: