Yönetmen : Türkan Derya

Senaryo : Ali Ulvi Hünkar

Müzikler : Derya Köroğlu

Yıl : 2001

Yapım : TRT

Bölüm Sayısı : 47



Olcay : Zuhal Olcay

Yusuf : Emre Kınay

Havva : Meral Okay

Ömer : Ruhi Sarı

Duru : Özgü Namal

Ferhan : Oktay Kaynarca

Ali : Uğur Polat

Önem : Günay Karacaoğlu

Tevfik : Ümit Çırak

Nilgün : Yeşim Ceren Bozoğlu

Sabri : Hikmet Karagöz

Doğan : Deniz Oral

Serhat : Emrah Elçiboğa

Lale : Itır Esen

Pembe : Yasemin Çonka

Rüstem : Ahmet Saraçoğlu

Yalçın : Nejat Birecik

Engin : İlhan Şeşen

Tülin : Pıtırcık Akerman

<$
Ad:
Konum: Istanbul, Türkiye

Daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. Ama kenarındayım, o kesin! Hem de en kenarında. Bizim mahalle gibi şehrin dibinde...







<$1.Bölümspan>
<$Başlıyoruzspan>



Sevda Sözleri
Tılsım
Uzay
Mine
Eysean
Eroy
Oky
Optio
Tuğçe
Ashkar
Umar
Emir
Gizem
İvriz
Sunshine
Kayhan



<$B11 Ekim 2007 Perşembe2> <$B2.Bölümpan>
<$B
2. Bölüm Özeti :



Düşmek…
Çok şey çağrıştırır bana. En önce, çocukken bisikletten düşüşlerim mesela. Annem yaramı temizlerdi ve sonra hemen yine bisikletimin başına. Hâlâ saklarım o yaraların izlerini.
Düşmek…
Aşka düşmek gibi mesela. Yada “Gurbet yavrum, garba düşmektir”deki gibi. Ama belki de en güzeli: aklına düşmek, yadına düşmek. “Sen de tek sevgilim aklıma düştün, nâzende sevgilim yadıma düştün”deki gibi.
Hayattan düşmek Önem gibi…
Mahpusa düşmek Ali gibi…
Gaflete düşmek Ömer gibi…
Yada mahalleye düşmek Olcay’ınki gibi… Yaşadığı onca yıl boyunca tek mesleği “iyi bir eş” olan bir kadın. Hayat yüksekten düşmeleri seviyor. Tıpkı Olcay’ın mahalleye düşüşü gibi.
Duru’nun piyanosu konağın girişinde, vinçte sallanıyor. Ve o piyanonun oraya düşmesiyle mahallenin kaderi değişiyor.
Aslında bazı düşüşler, bazıları için sadece güzel bir sürprizden ibaret. Düşen düştüğüyle kalıyor, yaralar temizleniyor, garba düşülüyor, akla düşülüyor…
Ama ne olursa olsun hayat, aşkın iğne oyalı yerlerini pas geçmiyor! Çünkü hiç kimse lunaparktaki tahta attan, jeton bitmeden düşmüyor…



Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.

Nazım Hikmet
.
ont>
<$B8mments: