<$B Sadece 3 gün yayında kalacak bu iletimde, ilk 2 bölümün özeti ve dizinin jeneriği var. Hatırlamak isteyenler yahut “O kadar uzun videoları izleyemem ki” diyenler için yayınlıyorum. Pazar gününden itibaren masal akmaya devam edecek. Bu sefer edebiyata yaslanan bir yazı da yazmayacağım. Biraz daha nesnel konulardan bahsedeceğim. Mesela dizilerden, TRT’nin altın yılından, oyunculardan… Jeneriği boşuna koymadım, anlayacağınız. 47. Bölümün sonuna geldiğimizde hepiniz göreceksiniz ki bu dizinin en büyük özelliği oyuncuları ile özdeşleşmiş karakterler görüyoruz. Daha doğrusu, o rolü başka kimsenin oynayamayacağı, oynasa da yakışmayacağı roller. Mesela Havva Ana rolünü Meral Okay’dan; Olcay rolünü Zuhal Olcay’dan; Ömer rolünü Ruhi Sarı’dan vb… daha iyi kim oynayabilir? Hele ki Ali rolünü Uğur Polat’tan? Bir dizinin iyi olup olmaması, genel tabirle tutup tutmamasının temel noktalarından biri de bu. Sanırım yine bu sebepledir ki bu dizide ilk ciddi deneyimlerini yaşayan ve o zaman meşhur olmayan yada az meşhur olan oyuncular, şimdi birçok dizide başrol oynuyorlar ve Türkiye’nin sayılı aktör/aktrisleri arasına girdiler. Örneğin Özgü Namal’ı bu dizide tanıma fırsatı bulduk. Hatta Emre Kınay’ı ve Oktay Kaynarca’yı da meşhur etti bu dizi. Meral Okay’ı ilk kez bu dizide kamera önünde görebildik. Ruhi Sarı’nın ilk televizyon macerası. İlerleyen bölümler göreceksiniz ki Asuman Dabak gibi birçok meşhur oyuncu, yan rollerde yada figuran olarak çıkacaklar karşımıza. O zamanlar başrol verilmeyecek düzeyde oyuncular nitekim. Ali Ulvi Hünkar gibi muhteşem bir senaryoya yakışan müzikler Derya Köroğlu’ndan. Yeni Türkü’nün sanatçısı hani. Süper Baba’dan sonra hiçbir diziye müzik yaptığını hatırlamıyorum. Üzerinden kaç yıl geçti, hangimiz ezberden söyleyemiyoruz Süper Baba’nın müziğini? Ve bütün bunlara yakışan bir yönetmen: Türkan Derya. Bir bayan yönetmenin aşk bakışına kesinlikle ihtiyacımız vardı. Hani bayan şair eksikliği gibi bir şeydi bence bu. İkinci Bahar’daki yer yer neşeli ama genelde nahif anlatımı, harbi İstanbul’un dip mahallelerinden birine deyim yerindeyse cuk oturmuş. Biz Size Aşık Olduk dizisi de Türkan Derya imzalı, izlenmesi gereken dizilerden. 2001 yılı TRT’nin altın yılıydı deyim yerindeyse. Yeditepe İstanbul, Yedi Numara, Dedem Gofret ve Ben, Karanlıkta Koşanlar, Ayrılsak da Beraberiz vs… Şimdi bile kanalların tekrar bölümlerine para ödeyip satın aldığı ve çevirip çevirip yayınladığı; her seferinde de kendine izleyici bulan dizilerin tamamı o sene yapıldı. Yeditepe İstanbul da bunlar içinde gerek kadrosu, gerek bütçesi, gerek günü ve saati ile önemli bir yapımdı. Bugün TRT’nin ve diğer kanalların dizi durumuna baktığımızda TV ekranındaki genel yozlaşmanın yansımalarını görüyoruz. Üstelik, bence en kötüsü, o kadar çok yıldız yetiştirdi ki bu diziler, şimdi her dizide 2 tane başrol yıldız bir araya geliyor ve alın size büyük yapım! Gerçek büyük yapım, yıllar sonra bile izlenebilecek bir iz bırakmaktır ekrana. Yıldız oynatmak değil, yıldız yaratmaktır. Bizim masalımızda olduğu gibi… ont> |
<$BTRT bir okuldur.Bugünkü özel kanalların çoğu televizyon ve yayıncılık anlayışının temelini TRT'den almaktadır.Birçok THM ve TSM sanatçısı TRT'den yetişmedir,tıpkı bir konsevatuvar gibi.Sadece bu alanda değil,aynı zamanda TRT bahsettiğin gibi birçok oyuncunun da hem kendini keşfettiği hem de meşhur olduğu bir kurum oldu 2001 yılnda.Birçok sanatçı TRT'nin terbiyesini alarak bugüne ulaştı bence.
2001 yılı sahiden de TRTnin altın yılıydı.Şimdi bu yeni sezonda da bakıyorum,idare eder cinsten diziler var gibi.
Hem TRT'nin bizim ve bizden önceki kuşak için ayrı bir yeri olsa gerek.Susam Sokağı mesela,bir ekoldur o:)>
<$BYorum Gönder
Designed by FinalSense.com Copyright © 2006-2007 <$BYEDİTEPE İSTANBULfont>